15 Kasım 2018 Perşembe

KIZLIK ZARI NEDİR? KIZLIK ZARININ YAPISI NASILDIR? KIZLIK ZARI ÇEŞİTLERİ NELERDİR?




                  KIZLIK ZARI ÇEŞİTLERİ NELERDİR ?           



       Kızlık zarı cinsel ilişkiye girmemiş kızlarda bulunur. Tıpta hymen ismiyle tanımlanan kızlık zarının  enfeksiyonlardan koruması dışında aslında pek de bir görevi yoktur. Ancak geleneksel olarak bir çok toplumda oldukça farklı açılardan önemlidir. Vajinanın girişinde bulunan bu zar incedir ve kadından kadına değişiklik gösteren farklı tipleri mevcuttur. Kızlık zarının ortasında genellikle bir delik bulunur ve delikten adet kanının dışarı atılması sağlanır. Genellikle dememin nedeni;  bazı vakalarda kızlık zarında hiç delik olmadığı görüşmüştür ve bu kızlık zarına imperfore hymen denir. kızlık zarı çeşitlerini şu  şekilde sıralayabiliriz.


1.İMPERFORE HYMEN
     
      Kızlık zarının tamamen kapalı olması yani ortasında deliğin olmaması durumudur. Bu durumda adet kanı kanı dışarıya çıkacak bir yer bulamaz ve içerde birikir. Bu da kişide şiddetli karın ağrısı şikayeti yaratır. Tanı konulduğunda basit bir cerrahi işlem ile kapalı olan kızlık zarına delik açılır ve adet kanının dışarı çıkması sağlanır. Aşağıdaki resimde sağ tarafta bulunan resim buna örnektir.





2.SEPTALI HYMEN


     Nadir görülen kızlık zarı türüdür. Zarı ikiye ayıran bir çizgi vargibi görünür. Bu tip kızlık zarı olan bayanların cinsel ilişkiye girerken biraz ağrı duyduğu söylenebilir. Aşağıdaki resimden septali hymenin nasıl bir şekle sahip olduğunu daha iyi anlayabilirsiniz.







3.KRESENTRİK HYMEN

     Bu kızlık zarı tipinde alt kısım üst kısma göre daha kalındır hatta bazen üst kısım olmaya da bilir. Yani sadece alt kısım kalın bir şekilde olabilir. Bu nedenle yarım ay  şeklinde kızlık zarı adıyla da bilinir.






4.MİKROPERFORE HYMEN

    Bu tarz kızlık zarına sahip kadınların kızlık zarının ortasında küçük bir delik bulunur. Bu delik küçük olduğu için adet döneminde kadınların ağrıları daha fazla olabilir. Bu tip kızlık zarına sahip kadınlar ilk ilişki sırasında daha hassas olurlar.







5.DENTİKÜLER HYMEN


    Genellikle çok nadir görülen bir kızlık zarı tipidir. Kızlık zarının ortasındaki deliğin kenarları girintili çıkıntılıdır  yani tırtıklıdır hatta böyle olduğu için tırtıklı kızlık zarı diye de anılabilir.










6.KRİBRİFORM HYMEN

    Bu tip kızlık zarı da nadir görülür. Bu kızlık zarının ortasında birden fazla küçük küçük delik bulunur. Bu şekilde çok delik olduğu için kalbura benzeyen kızlık zarı olarak da bilinmektedir. Aşağıdaki resimde daha iyi anlayabilirsiniz.





















7.FİMBRİAL HYMEN
  
    Bu kızlık zarına çok ender rastlanılmaktadır. İsmini yumurtalıkların  üstünde bulunan saçaklı yapıya yani fimbrialara benzemesinden almaktadır.Aşağıdaki resimden daha iyi anlayabilirsiniz.























     

HAFTA HAFTA GEBELİKTE BEBEĞİN GELİŞİMİ NASILDIR? DÖLLENME NASIL MEYDANA GELİR?




                           BEBEĞİN RAHİMDEKİ  HAFTALIK GELİŞİMİ NASILDIR?



1.GEBE OLDUĞUMUZU NASIL ANLARIZ?


     Bir bayanın gebe olduğunu anlaması çoğu zaman adetinin gecikmesi ile doğru orantılır.Çoğu bayan hamilelikten şüphelendiğinde adetinin geciktiğini ifade ederek sevinir ya da istenmeyen gebelikse kaygılı olabilir.Çoğu zaman hamileliğin klinikte kesin tanısı adetin gecikmesinden 2-3 hafta sonraya denk gelir ya da bekleyip yarın, sonraki gün adet olurum belki diye bekleyip 2 ay sonra da gebe kaldığını öğrenen kadınlarda vardır.Hamileliğin ilk üç haftası anne açısından adet olamama dışında pek de bir değişiklik olmaz ancak sperm ile buluşmuş olan yumurtanın yolu uzundur.

















2.DÖLLENME NASIL OLUR?



      Her ay düzenli olarak adet olan bir kadının, adet başlama günü de dahil 14. günü yumurtlama günüdür bu üç gün erken ya da üç gün geç olabilir yani 11-17 gün arası cinsel ilişkiye giren bir bayan bu günlerde hamile kalması çok yüksek bir ihtimaldir.Spermler vajene girdikleri andan itibaren vücutta 3 ile 5 gün arası canlı kalabilirler. Bu da yumurtlama olduktan 3 gün sonra ya da 3 gün önce gebe kalabilirsiniz demektir.Buradan gebe kalmak isteyen bir kadının her gün ilişkiye girmesine gerek yoktur sonucu çıkartabiliriz.Yumurta dışarı atıldıktan sonra sperm ile buluşursa döllenme gerçekleşir.Döllenme olduktan sonra döllenmiş yumurtanın rahime ulaşması yaklaşık bir hafta sürer. 

     Rahme ulaşan yumurta dışındaki kılıfı burada çıkartır ve rahime gömülür. Bu esnada vücutta küçük küçük değişimler meydana gelir.Bu değişimler arasında progestoron hormonun artmasını ve klinikte kan tahlilinde gebe olduğunuza kesin kanaat getirmemizi sağlayan BetaHCG hormonun artmasını sayabilir.Bu hormonların artması vücutta artık başka bir yumurtanın atılmamasını yani adet olmayacağınızın göstergesidir.Yumurta rahme yerleştikten sonra dışarıda bıraktığı kılıftan bebeğinizi koruyacak olan aminyon sıvısı meydana gelecektir.Bu yerleşme süreci hormonların artması süreci embriyonun kendine yer bulup rahim yatağına kendine göre yer bulup yerleşme süreci yaklaşık 3 haftaya kadar sürer bu süreçte çoğu kadın bu değişimleri fark etmez taa ki adet tahini iki hafta geçirinceye kadar.












Bebeğiniz yaklaşık 4 ile 6 haftalık olduğunda size bağlanmasını sağlayacak olan plesantası gelişmeye başlar.Plasenta demek sizin bebeğinizin beslenmesi sağlamanız oksijen almasınız ona hayat vermeniz demektir.





7.haftada ise bebeğin ilk halinden 10.000  kat daha büyüktür ve bu büyüme baştaki organların gelişimi üzerindedir. 10.000 kat büyümesine rağmen hala küçücük olduğu için ilk başta ne kadar küçük olduğunu sen düşün omuriliği küçük bir kuyruk gibi durmakta fakat bu böyle kalmayacak tabiki 








8.hafta: Evet ne demiştik ağırlık olarak baş gelişimi devam ediyor yani;  ağzı, dili, yavaş yavaş şekil alıyor.Bunun yanında kolları ve bacakları oluşmuyor ancak kol ve bacak oluşturacak yapılar çıkıntılar oluşuyor.










9.hafta  Bebeğinizin boyu yaklaşık 16-25 mm iken, ağırlığı yaklaşık 1-1,4 gr kadar. Yüzündeki değişimler ve oluşumlar hala devam ediyor yanısıra kulak kepçeleri ve göz çukurcukları şekil almaya devam ediyor.Damak yapısı ve üreme organları yavaş yavaş oluşmak için tomurcuklanıyor.Bebeğinizin kafası vücuduna göre daha büyüktür ve gelişimi hala devam ettirir.İlk başlarda kurbağa benzeyen şekli yavaş                                                    yavaş   insan vücuduna dönüşmeye başladı bile.







10.hafta bebeğinize artık embriyo değil fetüs dediğimiz dönemdir.
 Bebeğinizin el ve ayak parmakları oluşur, iskelet kemikleri ve kıkırdakları oluşmaya başlar, göz çukuru ve çevresi şeklini almış fakat gözü kapalıdır, kulaklarını geşimini tamamlamak üzeredir.






11.haftada ise yukarıdaki resimlerde gördüğün gibi baş göğüse neredeyse yapışık denilecek kadar yakındır bu 11 haftada ayrılır ve daha dik duruma gelir.Artık bütün organlar yerli yerinde ve gelişimlerini devam ettirmekte.










12.hafta
da bebeğinizin eli ve ayağı şeklini tam almış parmaklar birbirinden ayrılmış hatta tırnakları oluşmaya başlamıştır.Vücucunda ufak ufak tüylenmeler meydana gelmeye başlamıştır. sinir sitemi yapısı oluşumu ve beyin yapısı gelişmeye devam etmektedir.Rahim içinde hafif hafif hareket etmeye başlar ancak sen bu hareketleri hissetmezsin.Artık glukoz dediğimiz şekeri de sindirebilir bebeğin.









13 ve 14 haftalarda:  Bebeğin bağırsak ve sindirim sisteminin yapısının gelişimi devam eder ve kalıcı haline gelmeye çalışır.Bebeğinizin ses telleri oluşmaya başlar ve kulakları ve gözleri şeklini almaya devam eder.Bebeğin cinseyeti artık bebli olabilir durumdadır ve ultrason görüntüsünde daha çok insana benzer şekildedir.damak oluşumu ve üreme organlarını gelişimini sürdürür, troid bezi çalışmaya başlar ve vbebeğin artık bu sayade hormon üretimine başlar.Bebeğin erkekse prostat oluşumu kız ise     yumurtalıkları oluşmaya başlar.Bebeğinin boyu ve kilosu biraz artmıştır ve boyutu yaklaşık bir insan elinin kapalı yumruğu kadardır yani hala çok küçük ama merak etme büyümeye devam edecek.



15. hafta: Bebeğin ağırlığı yaklaşık 50 gram civarında ve kalçasına kadar olan kısmı  yaklaşık 10 cmdir.Bebeğin hareketlerini artırıyor ellerini kollarını ayaklarını hareket ettiriyor  fakat bunları hala hissedemeyebilirisin.Bebeğinin kaşları ve saçları hafif tüyler şeklinde çıkmaya başladı. iskelet ve kas sistemi eskisinden daha fakat hala gelişmeye devam ediyor.Bebeğin artık yutmayı ve emmeyi biliyor.



16. hafta: Bebeğinin bacak boyu kollarından daha uzundur ve tırnakları daha gelişmiştir.Ağırlığı yaklaşık 150 gramdır.Hsreket etmeye devam eder belki de 

hissedebilirisn bu hareketleri.





17. hafta: Bebeğin kalp ve damar yapısı oluşmaya devam ediyor aynı zamanda yutma ve emme yeteneğini kullanmaya devam ediyor.Bebeğinin başından kalçasına kadar olan boyunun uzunluğu yaklaşık 12 cmdir.




18.hafta: Artık bebeğinin hareketlerini  daha iyi hissedebilirsin çünkü gittikçe güçleniyor ve büyüyor.Cinsiyetini öğrenmede sabırsızlanan bir anneysen bebeğinin pozisyonun çok önemli çünkü bacakalrı kapalı olursa doktorun işini zorlaştırabilir.




19 hafta: Bu haftada bebeğinnin kafasından kalçaya kadar olan boyu yaklaşık 14-15 cm ve kilosu yaklaşık 210 gr civarında.Bebeğini içerdeki aminyon sıvısından koruyan  bir  tabakası var artık bu tabakanın adı verniks. Bu madde beyaz peynirimsi bir tabaka ve bebeğini dış etkenlere karşı koruyor. Eğer bu tabaka olmasaydı 9 ay sıvının içinde geşisen bebeğin çok fazla buruşuk olurdu.Bebeğin artık idrar üretebiliyor ve içinde bulunduğu sıvıya çişini yapabiliyor ve yutma yeteneğine sahip olduğu için onu içebiliyor.Fakat idrar steril bir yapıya yani temiz bir yapıya sahip olduğu için bu bir sorun değil.Bebeğin duyma yetisi gelişmeye başladığı için evde sakin dinlendirici müzikler onu rahatlatacaktır.





20. hafta: Bebeğinin kilosu yaklaşık 250 gram civarında.Bebeğinin cinsiyetini 20. haftada kesin olarak öğrenebilirisin tabi o izin verirse yani pozisyonu iyiyse.Cilt gelişimi devam ediyor ve cildi kalınlaşmaya başlıyor.Saçları büyümeye sinir sistemi gelişmeye devam ediyor. Eğer elinize alabiliyor olsaydınız yandaki resim gibi olurdu. Resmin maket olduğunu belirteyim:)




21.hafta bebeğin kilosu yaklaşık 300 gram oldu kafasından kalçasına kadar uzunluğu ise 17 cm yani yarım cetvel boyunda sayılır.Bebeğin artık senin yediğin şeylerin tadını daha iyi alacak çünkü içinde bulunduğu aminyon sıvısını içiyor ve şunu da belirteyim ki aminyon sıvısının içeriği senin yediğin şeyler ile doğru orantıda değişiyor.Artık bebeğinin kıkırdak yapısı kemikleşmeye başladı ve kolları, bacakları kesin şeklini almak için çabalıyor.




22 hafta: Bu hafta bittiği zaman artık bebeğin 5. ayını bitirecek. Bebeğin ağırlığı ortalama 370 gram civarında. Başından kalçasına kadar olan boyu ise 20 santime yaklaştı.Bebeğin duyusal duysusu ve işitme görme duysunu gelişmeye devam ediyor.Bebeğinin  elini kullanarak yüzüne ya da başka yerlere dokunduğunu söyleyebilirim.22. haftada da üreme sistemi ve cinsel organlar gelişmeye devam eder.Erkeklerde testis karın torbasına inmeye başlar kızlarda ise rahim ve yumurtalık gelişimi devam eder. 




23.hafta: Bu haftada bebeğin yaklaşık 450 gram ağırlığında ve kafasından kalçaya kadar olan uzunluğu ise 20 santime yakın. Bebeğin kilo almaya ve büyümeye devam ediyor.Ciğerleri ve sinir sistemi gelişimi devam ediyor.Artık bebeğin daha güçlü ve daha güçlü hareketler ytapıyor olabilir. Onun hareketlerini hissetmeye başlamış olmalısın ya da bunu hissetmeye az kaldı.Bebeğin parmağını emmeye eliyle yüzüne dokunmaya devam ediyor.







24. hafta: Bu haftada bebeğin ağırlığı yaklaşık 600 gramdır.Haftada alması gerek kilo miktarı artık 170 gram civarındadır.kirpikleri çıkmaya başladı ve tüylenmeye devam ediyor.Vücudundaki sistemler gelişimine devam ediyor.




25. hafta: Bebeğin artık 730 gram civarında ortalama. Bebeğinin damar yapısı gelişimini sürdürmeye devam ediyor.Bebeğinin burun yapısı gelişiyor ve burun delikleri belirginleşiyor.Bebeğin artık hıçkırmaya başladı ve bunu sende dikkatli dinlersen anlayabilirsin.





26. hafta: Hamileliğinin 6. ayındasın neredeyse ikinci üç ayı da geride bırakıp 3. trimestera girmene az kaldı. Bebeğinin kilosu yaklaşık  900 gram. Bu zamana kadar kapalı kalan gözleri artık açılıyor ancak göz rengi hala belirgin değil. Bebeğin dışardan gelen ışık ve seslere daha duyarlı sen de bunu bebeğinin hareket artışından anlayabilirsin. Bebeğin uyku ve uyanıklık saatlerini sen de farkedebilirsin çünkü artık daha düzenli uyuyup 

uyanıyor.





27. hafta: Bu hafta bebeğinin ciğerleri gelişiyor bu gelişimin  olabiltamamlanmasına az kaldı. Kilosu  yaklaşık  olarak 1000 gramdan fazladır. Bebeğin annesinin yediği besinlere tepki vermesi daha da güçlü. Özellikle baharatlı yemeklerden sonra bebeğinin hıçkırdığını ya da daha hareketli olduğunu anlayabilirsin.




28. hafta: Artık son üç aylık döneme yani 2. tremestera girdin ve göbeğinin büyüdüğünü daha iyi anlayabilirsin.Bebeğin yaklaşık 1200 gram ve boyu yaklaşık 37 cm. Bebeğinin beyin yapısı gelişmeye devam ediyor beyin üzerindeki kıvrımlar ve çukurumsu yapılar oluşuyor. Bebeğinin deri altındaki yağ dokusu artar ve çoğalır bu sayede bebeğin eskisi kadar cılız ve zayıf değil.Kaşları ve kirpikleri oluşur, bu dönemde gözlerini kırpmaya başlayabilir





29. hafta: Bebeğin yedince ayında demektir.Bebeğinin boyu yaklaşık 41 cm kilosu ise 1300 gram  civarında ve büyümeye devam ediyor daha epey kilo alacak.







30. hafta: Bu haftada bebeğinin beyni oluşumunu ve gelişimini devam  ettiriyor. Beyninin karakteristik yapısı oldukça gelişti ancak hala devam etmekte. Bebeğinin boyu ortalama 42 cm kilosu ise yaklaşık 1400 gram  civarında. Bu rakamsal veriler ortalama ve yaklaşık değerdir her bebeğin aynı olmayabilir. Doktorunuz bir anormallik durumunda size bilgi verecektir endişe etmeyin.








31. hafta: Bu son haftalara doğru bebebeğin gelişimi hızla devam ediyor artık vücudundaki organlar, sistemler, uzuvları tam haline gelmek için senden biraz daha zaman istiyor. Yaklaşık 9 haftası daha var bebeğinin dünyaya gelmesine bu süre de ona gelişmesi için yetecektir. 31 haftada bebeğinin üreme sistemi gelişiyor. Bebeğin erkekse testisleri böbreğin yanındaki yerlerini terk edecek ve kasıklardan erbezlerini yanına doğru yol alacaklar.Eğer bebeğin kız ise klitoris dediğimiz yapısı gelişmeye devam edecek.





32.hafta: Bu haftada bebeğinin kilosu yaklaşık 1800 gram civarında boyu ise  ortalama 45 cm. Bebeğinin ciğerleri dışarda nefes almasını sağlayacak ve bebeğin bunu biliyor bu nedenle ciğerdeki gelişim devam ediyor. Bu haftada doğan bebeğin kuvöz yardımı ile hayatta kalma ihtimali yüksektir. Herhangi bir erken doğum söz konusu olursa bunu doktorun sana söyleyecektir kaygılanma.








33. hafta: Bu hafta bebeğinin kilosu 2000 civarında ve bundan sonraki her hafta yaklaşık 220 gram alacak. Bebeğinin solunum sitemi yapısı gelişimini sürdürüyor . Bu hafta da dünyaya gelecek olursa yaşam  ihtimali oldukça yüksek.





34. hafta:Bebeğinin kilosu bu hafta 2200 gram civarında  boyu ise yaklaşık 48 cm civarında tabi bunlar ortalama değerler  bu sayılardan daha aşağıda ya da yukarı olması anarmalik var demek değildir. Bebeğin erkekse testisleri asıl yerlerine doğru ilerliyor. Bebeğinin derisini kaplayan ve koruyan verniks tabakası da bu haftalarda kalınlaşıyor.





35. hafta: Bu hafta da bebeğinin beyin gelişimi devam ediyor ve beyin hücerileri artıyor. Bebeğinin kilosu yaklaşık 2400 gram  civarında ve boyu da yaklaşık 49 cm. Bu hafta ve bundan sonraki haftalarda bebeğinin başı aşağıda olabilir. Bu da senin için iyi bir şeydir çünkü  normal doğum bu pozisyonda olur. Rahmin bayağı bir büyüdü bu yüzden sık sık idrara gidebilirsin çünkü rahmin idrar kesene baskı yapıyor. 







36. hafta: Bu hafta da bebeğin bütün sistemleri ve yapısı dışarda yaşamaya uygundur fakat yine de içerde gelişmesi daha iyidir. Bebeğinin kilosu yaklaşık 2740  gram civarlarındadır.





37. hafta: Bu haftada bebeğin kilosu neredeyse 3000 grama yakındır. Boyu yaklaşık 50 cmdir.Bebeğin gelişiminde son demlerini oynuyor diyebirim. Bebeklerin  başı genelde bu haftalarda pelvise doğrudur yani ters dururlar doğumların büyük bir yüzdesi bu şekilde olur. Bebeğinin hangi pozisyonda olduğunu doktorun söyleyecektir endişelenme.




38. hafta: Bu hafta bebeğinin  3100 gram civarında artık bayağı büyüdü bebeğin ve doğacağı günü merakla bekliyor bence. Boyu da yaklaşık 50 cm. Derisinde bulunan lonuga ve verniks tüylerini yavaş yavaş döküyor. Bebeğinin düzenli aralıklar ile uyuyup uyandığını hareketlerinden anlayabilirsin. Ayrıca uzuvlarının ne kadar güçlendiğini sana attığı tekme ve yumruklardan anlayabilirsin.





39. hafta: Bu haftada bebeğin gelişimi devam ediyor özellikle de sinir sistemi ve beyin yapısı. Üreme sistemi de gelişimini sürdürüyor. Bu haftada bebeğinin başı pelvis kısmına hafif bir iniş gösteriz ve sen de daha rahat nefes alabilirsin fakat bu iniş senin yürümeni zorlaştırabilir. Bebeğin epey bir büyüdüğü için hareketletri kısıtlanır ve eskisi gibi bol alanı olmadığı için çok fazla hareket edemez bu yüzden hareket etmediği zaman kaygılanma. Ama yine ufak da olsa hareket edebilir.




40 hafta: Bu hafta itibari ile bebeğin gelişimini tamamladı ve kavuşmanıza az kaldı bebeklerin kilosu değişiklik gösterir fakat sağlıklı bir gebelik geçiren ve düzenli dengeli beslenen bir anne adayının bebeğinin kilosu ortalam 2800 ile 4000 arasındadır. Boyu ise ortalama 48 ile 55 arasındadır.






















DOĞUM SONRASI BEBEK BAKIMI NASIL OLMALIDIR?

       

YENİ DOĞAN BİR BEBEĞİN BAKIMI NASIL OLMALIDIR
  

  1.Bebeğin emzirilmesi

     Muhtemelen bebeğinizi kucağınıza ilk aldığınızda yaptığınız şey onu emzirmek olmuştur. Bebek emzirmenin eğitimini alan bayanların sırf sosyal çevre etkisi ile onların dediğini yaptığına tanık olmuşluğum vardır o nedenle önce doğru emzirmeden bahsetmek istiyorum. Öncelikle anne ve bebek arasındaki iletişimi, bağı sağlayan en güçlü etkendir emzirme eylemi. Emzirmeyi doğru şekilde yaparsanız bebeğinizle o kadar güzel iletişim ve bağ kurarsınız.Ayrıca emzirirken dikkat etmeniz gereken şeylerden biri de emzirdikten sonra diğer emzirme saati geldiğinde önceki memenizi değil diğer memenizden emzirmenizdir. Bu hem bebek için hem de sizin memenizde ağrı batma tarzı acıların olmasını engeller.Bir başka konu ise bebeğiniz doyduğunda memeyi kendi bırakacaktır siz zoraki bıraktırmaya çalışmayın.Bu psikolojik açıdan ve bebeğiniz ile duygusal iletişimi ve bağı güçlendirir.



    Aşağıda resimde bebeğin ağzının doğru bir şekilde memeye yerleşmiş olduğu ve yanlış olduğu fotoğrafı inceleyerek hangi biçimde mezirmek istediğinize karar verebilirsiniz






     Aşağıdaki resimde de bebeğinizi nasıl daha doğru tutarsınız bunu görebilirsiniz.Bebeğinizi emzirirken memenizin üst kısmında baş parmak bulunur diğer parmaklarınız ile de alttan memenize destek verirsiniz.Bebeğinizin başına diğer el destek yaparsınız bir yastık misali aksi halde destek vermezseniz bebeğinizin boynuna zarar verir ve etkisiz bir emzirme yapmış olursunuz.






     Son resimde de  bebeğinizin ağzının ve dudaklarının aldığı şekle dikkat edin. Fark ettiyseniz bebeğin burnunu meme kapatmamış aksi halde burnuna memeniz değerse ya da baskı yaparsa bebek nefes alamaz ve ağzından nefes almak için sık sık emmeyi bırakıp nefes alır bu da etkisiz bir emzirme olmuş olur.





2.Bebeğin alt temizliği

      Bebeklerin boşaltım sistemi hakkında genel bilgi vermek gerekirse doğdukları anda ya da en geç 6 saat içinde küçük tuvaletini yaptıklarını en geç 48 içinde ise dışkılamanın başladığının söyleyebilirim.Eğer böyle olmuyorsa sorun var demektir.Bebeklerin alt temizliği yaparken dikkat edilmesi gereken en önemli şeylerden biri göbek kordonudur.Bebeğin bezinin göbek kordonuna teması olmaması gerekir.Bezi değiştirirken ıslak mendil kullanır çoğu anne ancak ben ıslak mendil kullanılmasına pek sıcak bakmıyorum.Kimyasal bir madde ve bebeklerin cildi çok hassat o nedenle ıslak küçük bir peçete ile silmeniz çok daha faydalı olacaktır.Bebeğinizin bezini kirlendikten hemen sonra değiştirmeniz bebeğin daha rahat huzurlu ve pişik olmaması açısından önemlidir.

      Kullandığınız bezin boyutunun da bebeğinize uygun olması ve onu engellememesi bacaklarını fazla germemesi de önemlidir.Bebeğiniz vücuduna doktor önermedikçe gerekmedikçe zorunlu kalınmadıkça kimyasal kremler kullanmanızı önermiyorum.Eğer bezini vaktinde değiştirip ıslak mendil yerine ıslatıp pamuk ile silip peçete ile kurutursanız pişik olma durumu ile karşılaşmazsınız ve o bebeğin cildine zarar veren kimyasal içerikli kremleri kullanmanıza gerek kalmaz.