21 Şubat 2019 Perşembe

SİSTİT( İdrar you enfeksiyonu) NEDİR? SİSTİTİN BELİRTİLERİ NELERDİR? SİSTİTİN TEDAVİSİ NEDİR?



SİSTİT NEDİR?



 

Sistit,  halk arsında sidik torbası olarak bilinen mesane dediğimiz idrar torbasının çoğunlukla bakteri kaynaklı enfeksiyonudur.









Aşağıdaki resimde kadın genital organlarını ve mesanenin nerede olduğunu görebilirsiniz.





Aşağıdaki resimde ise mesaneden idrarın çıkış yeri olan üretra dediğimiz organı görebilirsiniz. Burası kadınların idrarını boşalttıkları yerdir. Üretrayı takip edersek  içeride mesaneyi görürüz, biraz daha takip edersek üreter dediğimiz böbreklere giden kanalları görürüz biraz daha takip edersek böbrekleri görürüz. Bir sonraki resmi inceleyrek ne demek istediğimi daha iyi anlayabilirsiniz. İşte bunların hepsi idrar yapmada görevli organlarıdr.







SİSTİT'İN BELİRTİLERİ NELERDİR?


  • Sık sık idrara çıkma 

  • İdrar yaparken acı ya da ağrı hissetme  ( yanma hissi şeklinde de olabilir)

  • İdrarı yaparken kesik kesik ve az yapmak


  • İdrar yaptıktan sonra tam rahatlayamama


  • İdrarda kan olması


  • Karnın alt kısmında ağrı


  • Cinsel ilişki sırasında ağrı

  • Ateş


  • İdrarın koyu renk olması  ve keskin kokması

  • Halszilik ve yorgunluk


SİSTİT'İN TEDAVİSİ NEDİR?



     Her enfeksiyonda olduğu gibi tedavi enfeksiyona, kişiye ve enfeksiyon nedenine göre belirlenir ve uygulanır. Sistik çoğu zaman bakteriyeldir fakat bu her zaman böyle değildir eğer menapoza giren bir bayan menapozdan dolayı sistit oluyorsa antibiyotik değil östrojen içeren ilaçlar verilir ve tedavi bu şekilde ilerler. Eğer enfeksiyon bakteriyel kaynaklıysa, ki çoğu zaman öyle olur antibiyotik tedavisi uygulanır ve kişiye kişisel hijyen konusunda da genel bilgi verilir. Çünkü kişisel hijyen kurallarını bilmeyen insanlar daha sık sistit olmaktadır. Özellikle bayanlarda idrar çıkışı kısadır ve dışarıdan gelebilecek bakteriyel enfeksiyonara da tamamen açık konumdadır. Bu nedenle özellikle kadınların tuvalet temizliği yaparken önce ön kısmı daha sonda arka kısmı temzilemeleri çok daha doğrudur.












20 Şubat 2019 Çarşamba

Çikolata Kisti (ENDOMETRİOZİS) Nedir? Teşhisi Nasıl Koyulur? Kimlerde Daha Sık Görülür? Tedavisi nedir?



ÇİKOLATA KİSTİ NEDİR?



     Çikolata kisti bir diğer adıyla endometriozis,  rahmin en iç  tabası olan endometriumun yapısında bulunan dokuların  rahim dışına bir yerlere  yerleşmesi sonucu oluşan yapıya denir. Bu dokular daha çok karın içine döşeyen periton zarına, yumurtalıklara, tüplere,vajinaya, barsaklara, mesaneye ( idrar torbası) yerleşir. En sık yerleştiği yer %60 oranında yumurtalıklardır. Çikolata kistleri üreme çağındaki her on kadından birinde görülmektedir.


Yukarıdaki resimde siyah yerler çikolata kistlerinin yerleşebileceği yerleri göstermektedir

ÇİKOLATA KİSTİ RİSK FAKTÖRLERİ NELERDİR?


  • Erken adet görmeye başlama


  • Kısırlık


  • Erken menapoza girme( sadece adet görenlerde görülmüyor yani)


  • Beyaz tenli olmak


  • Sık ve uzun adet görme


  • Doğuştan var olan rahim bozuklukları


  • Ailede çikolata kisti varlığı





ÇİKOLATA KİSTİ BELİRTİLERİ NELERDİR?

    Çikolata kisti belirtilerini aşağıda belirttim fakat litaretürde hiç belirti vermeyip tesadüfi olarak tanı koyulan çikolata kistleri de vardır. İllaki bu belirtiler olacak diye bir kural yoktur. Aşağıdaki belirtilerden biri de olabilir, birkaçı da olabilir hepsi de olabilir ama hiçbiri de olmayabilir. Her genç kızın mutlaka ultrason kontrolüne gitmesi gerekir.


  • Adet döneminin ağrılı geçmesi









  • Kasık ya da karın bölgesinde ağrı, bu ağrılar kramp tarzında gelip geçici ya da uzun süre var olan ağrılar olabilir ikisi de belirtidir.







  • Cinsel ilişki sırasında kasık bölgesinde veya makat kısmına kadar vuran  ağrı olması








  • Sık sık  idrara çıkmak








  • Kabızlık













  • Adetin düzensiz olması










  • Kanlı idrar yapmak









  • Adet olmadan üç dört gün önceden karnın alt kısmında beliren ağrıların olması











  • Adet öncesinde leke tarzında kanamaların olması












  • İdrar yaparken ufak bir sancı veya yangı  hissi









ÇİKOLATA KİSTİ TEŞHİSİ  NASIL KOYULUR?



      Öncelikle bütün hastalıklarda olduğu gibi hastanın şikayetleri dinlenir. Şikayetlere göre fizik muayanesi yapılır bu muayanede bireyin kasık bölgesindeki ağrının şiddetine bakılır ve ağrının  nerede  yoğun olduğuna bakılmak için elle minik minik basılar uygulanır.






       Daha sonra jinekolojik muayane ile spekulum kullanılarak rahim ağzının renginin normal olup olmadığına bakılır, eğer morumsu mavimsi renkte  yapılar var ise bu bulgular pelvisin başka yerlerinde de çikolata kisti olacağının habercisi olabilir.





      Daha  sonra ultrason muayanesi yapılır ve çoğunlukla tanı çikolata kistlerinin görülmesi ile koyulur. Bu yöntemleri her doktor değişik şekilde yapabilir ancak hepsinin yapılması teşhis için çok önemlidir.




ÇİKOLATA KİSTİ TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?

       Çikolata kisti kesin olarak tedavisi uygulanıp %100 tedavi edilebilen bir hastalık ne yazıkki değildir.Tedavide kistlerin varlığı, büyüklüğü, fazlalığı, kadının yaşı, çocuk isteğinin olup olmaması büyük önem arz ediyor. Tedavi ya ilaç vererek ya da cerrahi ameliyet olarak yapılıyor. Erken yaşta kistleri olanlara uzmanlar cerrahi işlem çok gerekli olmadıkça uygulanması taraftarı olmuyorlar.

     Bir diğer tedavi yöntemi ise bazı hormon ilaçları ve çeşitli ağrı kesici ilaçlar kullanılır. Hormon ilaçları verilmesindeki amaç kistlerin ilerlemesini yavaşlatmaktır. Ağrı kesiciler ile ise kişinin ağrısını hafifletmek amaçlanır. Çoğu zaman doğum kontrol hapları kullanılır.





























19 Şubat 2019 Salı

Diyabet Nedir? Gebelikte Diyabet Ne Demektir? Diyabetin Belirtileri Nelerdir ?Gestasyonel Diyabet Nedir? Tip1 Diyabet Ne dir? Tip2 Diyabet Nedir?




 DİYABET NEDİR?

         Diyabet halk arasında şeker hastalığı olarak bilinen metabolik bir hastalıktır. Diyabetin mekanızması şu şekilde işler ve şu şekilde hastalık başlar; vücudumuzda pankras dediğimiz midenin altında yer alan bir organ vardır. Pankreastan insülin denilen bir hormon salgılanır,insülin hormonu vücuda giren şekere göre artar ve azalır. Eğer çok şeker girmişse artar, azsa ona göre az salgılanır. Eğer pankreastan insülin hormonu hiç salgılanmıyorsa ya da çok az        salgılanıyorsa şeker hücreler içine giremez ve kanda birikmeye başlar  bu duruma  diyabet deriz.

      Hastalığın teşhisi de kandaki kan şekeri yüksekliğine göre belirlenir. Diyabet olmayan normal bir insanda açlık kan şeker seviyesi 70-100 mg/dl dir. Eğer bu değer 100-125 mg/dl arası olursa gizli şeker var demektir. Eğer 126 mg/dl nin üstündeyse diyabet  hastalığı var deriz. Diyabet tip1 ve tip2 olarak ikiye ayrılır. Bir gebelerde görülen, gestasyonel diyabet dediğimiz kontrol altına alınmazsa, fark edilmezse hem anne için hem de bebek için ciddi risk teşkil eden bir tipi vardır.


DİYABET BELİRTİLERİ NELERDİR?


  • Çok su içme 
  • Çok sık idrara çıkma
  • Fazla yemek yeme
  • İştah artışı
  • Yorgunluk ve halsizlik
  • Ayaklarda halsizilik, uyuşma ya da krampların olması
  • İstem dışı kilo verme
  • Bulanık görme


DİYABETİN TANISI NASIL KOYULUR?

      Diyabetin tanısı kandaki şeker seviyesini ölçerek bakılır. 8 saatlik açlığın ardından açlık kan şekerine bakmak için kan alınır ve şeker seviyesine bakılır. 70-100 arasında ise normal kabul edilirbu değerlerin  altında ise hipoglisemi üstünde ise hiperglisemi yani diyabet hastalığı tanısı koyulur.



TİP1 DİYABET NEDİR?


   

 Tip1 diyabet, diyabet hastalığı olan hastaların %5 ile %10 'unu oluşturur. Tip1 diyabette pankreastan insülin hiç salgılanmaz ya da yok denecek kadar azdır. Bu nedenle dışarıdan insülin alınması şarttır. Eğer insülin alınmazsa ciddi hastalıklar meydana gelir.





TİP2 DİYABET NEDİR?

       Tip2 diyabette salgılanan insülin hormonu azdır ya da yeterlidir ancak vücut tarafından kullanılamaz. Tüm diyabetik hastaların %90 ile %95'i bu tip bir diyabet hastalığına sahiptir. Bunun nedeni ise başta  beslenme olmak üzere hareketsiz yaşamdır. Tip2 diyabet dışardan alınan şeker ve  karbonhidratı azaltınca kontrol altına alınabilir türdendir. Bazen sadece şekersiz, kaliteli ve az alınan karbonhidratla hastalığın atlatıldığı vakalarda bulunmaktadır. Bunun yanında düzenli bir hayat, dengelive düzenli beslenme, uyku düzeni, gün içinde küçük egzersizler yapmak da tip2 diyabetin atlatılmasında önemlidir.






GESTASYONEL DİYABET NEDİR?


          Gestasyonel diyabet gebelikte ortaya çıkan ve çoğunlukla doğum gerçekleştikten sonra kaybolan bir tablodur. Gebe kadınların yaklaşık %5 inde göründe görülür. Gestasyonel diyabetin varlığı anlamak için rutin olarak her gebeye 24-28 haftaları arasında 7-8 saatlik açlığın sonunda şeker yükleme testi yaptırılır. Yapılan bu test sonunca açlık kan şekerinin 100mg/dl nin altında olması gerekir. Tokluk 1. saat kan şekerinin 140 mg/dl nin altında olması, tokluk 2. saat kan şekerinin 120 mg/dl nin altında olması gerekir.  Bu tarama testinin 100 de 5 görülen bir hastalık için tüm gebelere yapılması ne kadar doğru gerçi onu da tartışmak lazım. Yapılan bu eylem, ciddi bir işlem çünkü bebeğe ya da anneye zarar  verme  olasılığı da vardır.






ÖNERİ: Benim görüşüm hamilelikte bir takım mekanik olaylar değişir ve buna bağlı olarak hormonlar değişir. Belki de gebelikte görülen gestasyonel diyabet dediğimiz şey geşilmiş teknolojinin ve gelişmiş bilimin insanlara bir oyunudur. Geçmişte hangimizin annesine şeker yükleme testi yapılmış da bizim haberimiz yok. Zaten bu yükleme testinin yapılmaya başlandığı tarih pek de uzaklarda değil. Gebelik diyabeti evet çok önemlidir. Ancak genetik bri hastalık yoksa, anne adayı kilolu değilse, düzgün ve dengeli besleniyor ise, şekersiz besinler yiyor ve  fazla karbonhidrat almıyorsa şeker yüklemesine gerek olduğunu düşünmüyorum hatta zararlı olduğunu düşünüyorum. Bunun yanında eğer gebe kalma gibi bir planınız varsa ve sağlıklı bir bebek dünyaya getirmek istiyorsanız. Gebe kalmadan altı ay önceden hadi çok geldi bu tarih diyorsanız üç ay önceden beslenmenizi düzenleyin ( sadece kadınlar değil erkekler de aynı şekilde kenine çeki düzen vermeli) şekerli gıdalardan pakete girmiş gıdalardan uzak durun, ekmeği azaltın, uyku düzeniniz kaliteli olsun, gün içinde fiziksel aktivite yapabilirseniz yapın 10 dk 15 dk yahu fazla değil. Bunun haridince doğal yolla güneş altında vakit geçirerek D vitaminini alın, sofra tuzu yerine kaya tuzu kullanın( bir çok mineral bakımından çok daha fazla zengin) kısacası kendine iyi bakın ve planlı gebe kalın. Bunlar sadece öneridir.







 OKUDUĞUNUZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM :)        Esen kalın:)







16 Şubat 2019 Cumartesi

ÇOĞUL GEBELİK NEDİR? İKİZ GEBELİK NEDİR? İKİZ GEBELİK NASIL OLUR? KİMLER İKİZ GEBE KALIR? NEDEN İKİZ GEBELİK OLUR? İKİZ GEBELİK NASIL ANLAŞILIR?




ÇOĞUL GEBELİK NEDİR?


    
       Çoğul gebelik, rahimde birden fazla bebeğin olma durumudur.









İKİZ GEBELİK NEDİR?



       İkiz gebelik, rahimde iki bebeğin aynı kese  içinde ya da ayrı keseler içinde olma durumudur. Yandaki görselde aynı kese içinde bir ikiz gebeliğin ultrason görüntüsü verilmiştir.











İKİZ GEBELİK NASIL OLUŞUR ?

                                                                                                                       
 Tek yumurta ikizi(monozigotik): Bu ikiz gebelik şekli kadının yumurtasından atılan bir yumurtanın tek bir sperm  ile birleşip döllenmesinden sonra  oluşan bu döllenmş yumurtanın ikiye bölünmesi ile oluşur. Eğer bölünme eylemi 0-3 günleri arasında olursa  her iki bebeğin ayrı plesantası ve amniyon kesesi olur. 3-7 günler arasında bölünme olursa amniyotik keseleri ayrı fakat plesantaları aynı olur. 7-10 gün arasında olursa hem amniyon keseleri hem de plesantaları ortak olur. Ancak 10-12 günden sonra bir bölünme olursa yapışık ikiz olma ihtimali artar. Çünkü artık ortak olacak bir      
plasenta ya da amniyon sıvısı kalmaz vücutlar ortak olmaya 
başlar diyebiliriz. Tek yumurta ikizlerinin genetiği ve 
fiziksel görnüşleri aynıdır çünkü ikisinde de etkili 
olan yumurta ve sperm aynıdır.














Çift yumurta ikizi (dizigotik): Bu ikiz gebeliğin oluşumunda ise iki yumurta görev alır. Kadının her adet döneminde yumurtalıklarından bir yumurta dışarı atılır ancak çeşitli nedenler ile bazen iki yumurta dışarı atılır. Atılan bu iki yumurtanın  her birini birer sperm döller ve ayrı ayrı iki döllenmiş yumurta oluşur. Bu döllenen yumurtalar rahime yerleşirler. Bu ikiz gebelikte iki ayrı kese (amniyon sıvısı) ve ayrı plesanta oluşur. Hatta cinsiyet, genetik yapı, birbirine benzerlik çoğu zaman farklı olabilir.Aşağıdaki görselde iki farklı yumuranın iki farklı sperm ile döllenmesi sonucu oluşan ikiz gebelik mevcuttur. Yandaki resimde çift yumurta ikizlerinin görselidir.



















İKİZ GEBELİK NİÇİN OLUR? KİMLERDE DAHA SIK GÖRÜLÜR?

     İkiz gebelik kısırlık tedavisi gören bayanlarda daha sık görülür. Çünkü tedavi nedeniyle kullanılan ilaçlar yumurtalığı uyarır bu da yumurtalıktan iki yumurtanın atılmasına neden olabilir. Bir başka etkili olan husus da ailede ikiz gebeliliğin varlığıdır. Araştırmalara göre ailesinde ikiz gebeliği olmuş olanlard varsa ikiz gebeliğin görülme oranı daha yüksek. Bunların yanında 35 yaşın üstünde hamile kalan kadınların ikiz gebelik yaşama yüzdesi daha yüksek ancak bu söylediğim son madde diğer ikisi kadar önemli değil.



İKİZ GEBELİĞİN VARLIĞI NASIL ANLAŞILIR?

İkiz gebelik 15. haftadan sonra ultrason görüntüsü ile anlaşılır. Daha erken dönemde anlaşılması mümkün değildir.











    OKUDUĞUNUZ İÇİN  VE SİZİ BİLGİLENDİREBİLDİĞİM İÇİN ÇOK MUTLUYUM  TEŞEKKÜR EDERİMM :))




















15 Şubat 2019 Cuma

Polikistik over sendromu (PCO) nedir? Belirtileri nedir? Tedavisi nedir ?Polikistik over sendromunun nedenleri nelerdir? Teşhisi nasıl koyulur? Kimler risk altında?





  POLİKİSTİK OVER SENDROMU NEDİR?

        Polikistik over sendromu (PCO) yumurtalıklarda iyi huylu çok fazla kist oluşması durumudur. Bu oluşumların olma nedeni kadınsal hormonlar olan progesteron ve östrojen hormonundaki dengesziliktir. Bu hormonlardaki dengesziliğin yanısıra erkek tipi hormon olan androjen hormonunda artış görülür. Adet düzensizliği, kısırlık başta olmak üzere başka hastalıklara da neden olabilir.Polikistik over sendromu kronik bir hastalıktır ve kadınların yaşam kalitesini olumsuz yönde etkiler. PCO'un özellikle kilolu ve beslenme düzeni dengesiz olan bayanlarda daha sık raslanıldığı gözlemlenilmiştir.





       Genellikle 20 ile 30 yaşında daha sık  görülür. Ve genellikle bu hastalıktan yakınan bir bireyin ailesinde bu hastalıktan muzdarip bir başka akrabada bulunur. Buradan da hastalığın genetikten çok etkilendiğini söyleyebiliriz. Eğer ailede böyle bir durum varsa ve adet düzensizliği adet sancınız çok fazla oluyorsa mutlaka bir doktora gidiniz.  PCO erken teşhis edilmezse ve tedaviye başlanılmazsa ileriki dönemlerde hipertansiyon ve kalp damar hastalıklarına hatta rahim kanserine zemin hazırladığı belirtilmiştir.








POLİKİSTİK OVER KİSTLERİ NASIL OLUŞUR?

         Polikistik over sendromundaki kistlerin oluşma mekanizması şu şekilde işler; kadınsal hormonlar azalır, bu hormonlar östrojen ve progesterondur. Bu hormonların azalması ve androjen(erkeklik hormonu) artması sonucunda adet düzensiz olmaya başlar. Bu düzensiz olma durumunun da nedeni şudur. Östrojen ve progesteron hormonları ay içinde her kadında adet kanamasının olması için artar ve azalır bir takım işlevleri yapmak için bu artma azalma durumunda da yumurtalıklardan yumurta dışarı atılır ve döllenme olmazsa da atılan yumurta kan ile birlikte dışarı atılır.Ancak başta da belirttiğim gibi hormonlar düzenli bir şekilde artıp azalmazsa bu dengede hormonal bozukluk olursa yumurta da yumurtalıktan dışarı atılamaz ve içeride kalır. İşte bu noktada içeride kalan yumurtaların bir süre sonra  etrafı bir tabaka ile çevrilir ve yumurtalar da burda birikmeye başlar. Bu noktada ise polikistik over sendromu dediğimiz sendrom başlar.Yumurtalıktan atılamayıp çeride kalan yumurtaların içi boştur ya da yarı su ile doludur.










POLİKİSTİK OVER SENDROMUNUN BELİRTİLERİ NELERDİR?



  • Adet düzensizliği












  • Yüz çevresinde, meme arasında, göbek çevresinde  tüylenmede artma 











  • Saçların dökülmesi ve seyrekleşmesi










  • Ciltte sivilce aknelerin artması








  • Kilo alma














  • Kısırlık


  • Çok ağrılı regl dönemi














POLİKİSTİK OVER SENDROMUNUN TEDAVİSİ NEDİR?



       Polikistik over tedavisinin ilk aşaması beslenmeyi düzene sokmaktır. Kişinin beslenmesi dengeli ve düzenli olmalıdır. Uyku düzeni dengede olmalıdır. Daha sonra gebelik düşünülmüyor ya da başka tedavi seçeği yoksa doğum kontrol hapları ile hormonların dengede tutulması sağlanır. Bu ilaçlar hastalığı kesin manada tedavi etmez ancak hastalığın ilerlemesini ve adetin düzene girmesini sağlar. Bireyin yaşam tarzını iyi yönde  değiştirmesi, düzenli egzersizler yapması ve gerekli ilaçların kullanması halinde  kısırlık önlenebilir. Çünkü, polikistik over sendromunun en çok neden olduğu hastalık kısırlıktır ve bunun geri dönüşü yoktur. 








POLİKİSTİK OVER SENDROMUNUN NEDENLERİ NEDİR?

      Polikistik over sendromunun nedenleri hala kesin olarak bilinmiyor ancak risk faktörlerini şöyle sayabiliriz;


  • Aile üyelerinden birinde bu hastalığın olması


  • Fazla kilolu olma


  • Kalp ve damar bozukluğu ya da hipertansiyon hastası olma


  • Aşırı androjen hormonu ve kadınsal hormon dengesizliği


  • Fazla insülin